Sulh Hukuk Mahkemeleri Hangi Davalarla İlgilenir?
Alt Başlıklar
Sulh Hukuk Mahkemesinin Tanımı
Sulh hukuk mahkemesi, asliye hukuk mahkemesi gibi 5235 sayılı Kanun’la düzenlendiği için asliye hukuk mahkemesiyle birlikte genel mahkeme olarak kabul edilmekteydi. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile birlikte dava konusunun miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda kural olarak asliye hukuk mahkemesi görevli kabul edilmiştir.
Dolayısıyla bu değişikliğin sonucunda “sulh hukuk mahkemesi nedir?” sorusunun da cevabı değişmiş olup, sulh hukuk mahkemesi sadece belirli uyuşmazlıklara bakan bir mahkeme haline gelmiştir. Bu çerçevede sulh hukuk mahkemesini de özel mahkeme olarak kabul etmek daha doğru olacaktır.
Sulh hukuk mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı’nca il merkezlerinde kurulur. Uyuşmazlıkların yoğun olduğu yerlerde, örneğin büyük şehirlerde, birden fazla sulh hukuk mahkemesi kurulmuştur. Bunların hepsi sulh hukuk mahkemesinin daireleri olup sulh hukuk mahkemesinin görevine giren işler bu mahkemeler arasında dağıtılır.
Sulh hukuk mahkemeleri tek hakimli mahkemelerdir.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Görevleri
Sulh hukuk mahkemesinin görevleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun dördüncü maddesinde belirtilmiştir. Sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
- İlamsız icra yoluyla tahliye dışında kira uyuşmazlıklarıyla ilgili tüm davalar
- Taşınır ve taşınmaz malın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar
- Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar
- Arabuluculuk faaliyeti neticesinde tanzim edilen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi vermek,
- Arabuluculuk bürosunun yetkisine ilişkin itirazlarda karar vermek,
- Ve HMK ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalar da SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLÜR
Sulh Hukuk Mahkemeleri Hangi Davalarla İlgilenir?
“Sulh hukuk mahkemesi hangi davalara bakar?” sorusunun cevabını aşağıda bulabilirsiniz:
1)Kat mülkiyeti yasasından kaynaklanan davalar
2)İzale-i şuyu davası,
3)Kira ilişkisinden kaynaklanan tespit davası,
4)Kira sözleşmesinin iptali davası,
5)Kira bedelinin uyarlanması davası,
6)Miras ortaklığına temsilci atanması, mirasçılık belgesinin alınması,
7)Mirasçılık belgesinin iptali davası,
8)Mirasın reddi davası,
9)Terekenin borca batık olduğunun tespiti davası,
10)Kayyım atanması ve kayyımlık ile ilgili diğer davalar,
11)Vasiyetnamenin açılması,
12)Vasi atanması veya vasinin görevinden çekilmesi davası,
13)Vasiyetnamenin açılması,
14)Zilyetliğin tespiti ve korunması davası,
15)Arabuluculuk uygulamasında icra edilebilirlik şerhi verilmesi,
16)Çocuk mallarının korunması davaları sulh hukuk mahkemesinde görülür. O zaman özetle “sulh hukuk mahkemesi neye bakar?” dendiğinde akla bu davaların gelmesi gerekir.
Sulh Hukuk Mahkemesi Kararlarına Karşı
İstinaf Ve Temyize Başvuru
Sulh hukuk mahkemesi kararına itiraz etmek isteyen birey pek tabi dava konusunun ve değerinin kanundaki istinaf ve temyize başvurabilme için gerekli unsurları taşıması halinde istinaf ve temyiz kanun yoluna gidebilir. Tüm kanun yollarının amacı, insani nedenlerle yapılacak hataların düzeltilmesini sağlamaktır. Tüm kararlar yanlış olabilir ya da aleyhine karar verilen tarafça yanlış olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle kanun yoluna yapılan itiraz ile, aleyhine karar verilen kişiye başka açık kapılar bırakılmaktadır.
Kural olarak ilk derece mahkemelerinin kesin kararlarına karşı istinafa başvurulabilir. Bu açıdan kararı veren ilk derece mahkemesinin bir önemi yoktur. Kanun’da belirtilen sınırlamalar dikkate alınarak genel veya özel görevli her türlü ilk derece mahkemesinin nihai kararları istinafın konusunu oluşturabilir. Nihai kararlar dışında, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı da istinaf yoluna başvurabilir. Nihai kararların niteliğine göre de burada bir ayrım yapılmalıdır. Zira, miktar ve değere tabi malvarlığına ilişkin davalarda kanun bir sınır koymuştur. Buna göre, miktar ve değeri 4.400 lirayı geçen malvarlığına ilişkin davalar hakkındaki kararlar için istinaf yoluna başvurulabilir. Yani miktar ve değeri 4.400 lirayı geçmeyen davalar hakkında sulh hukuk mahkemesinin kararı kesindir. Ancak 6763 sayılı Kanunla bu hükme eklenen cümle gereğince, manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksın istinaf yoluna başvurulabilir.
Alacağın tamamı değil de bir kısmı dava edilmişse, bu sınır alacağın tamamına göre belirlenir. İstinaf yoluna başvuran kişinin veya avukatının dilekçesinde istinafa başvuru sebeplerini gerekçeleri ile birlikte açıkça belirtmesi aranmıştır. Ayrıca unutulmamalıdır ki istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacaktır.
Temyiz incelemesinde kural olarak bölge adliye mahkemelerinin verdiği kararların hukuki uygunluk denetimi yapılır. Kural olarak bölge adliye mahkemelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Ancak;
- Miktar ve değeri 58.800 lirayı geçmeyen davalar,
- Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalara ilişkin kararlar,
- Kira ilişkisinden doğan ve miktar itibariyle temyiz edilebilen alacak davaları hariç SULH HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVİNE GİREN TÜM KARARLAR
- İlk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıkları ile ilgili verilen kararlar,
- Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar,
- Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalar,
- Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hakkında temyiz başvurusu yapılamaz.
Sulh hukuk mahkemesinde görülen davalar genelde miras, tereke gibi konular üzerine olduğu için ve bu konularda kimi zaman kişiler oldukça hak kaybına uğradığı için uzman bir miras avukatına başvurulması hak kayıplarının önlenmesi açısından önemli olacaktır. Topo Hukuk Bürosu miras hukuku alanında uzman kadrosuyla hizmetinizdedir.